TÜM KADINLARI BEKLİYORUZ!

8 Mart'ta öğlen 12'de Kadıköy'deki mitinge, akşam 19.00'da geleneksel gece yürüyüşüne,

9 Mart'ta 12.00-18.00 arasında Beyoğlu Evlendirme Dairesi'nde şenliğimize

Tüm kadınları bekliyoruz!

Kadın dayanışmasının keyfini yaşamak için,

Eğlenmek, gülmek, düşünmek, söylemek için,

Erkek egemenliğe karşı mücadelemizi hem güçlendirmek, hem kutlamak için,

Gücümüze güç sesimize ses katmak için,

Tüm kadınları bekliyoruz!

Yaşasın 8 Mart!

Yaşasın Dünya Kadınlar Günü!

Makbule de mor iğne dağıtıyor!




















Bu hafta mor ignelerimizi
Avrupa Yakasi’nin Makbulesi Hasibe Eren’le dagitiyoruz!


Tum kadinlar tacize ugruyor, erkek egemen sistemden nasibini aliyor. Tabi sanatci kadinlar da!
Yilbasi tacizinden sonra baslattigimiz Mor Igne eylemini bu hafta hem tacize karsi ofkeyle hem 8 Mart coskusuyla tamamliyoruz.
Aramizda sanatcilarla Mor Igne dagitiyoruz!
Avrupa Yakasi’nin ‘Makbule’si Hasibe Eren’le,
“Ben o duvarlara carpa carpa nasir tuttum” diyen Zeynep Casalini’yle
Masumiyet’in oyuncusu, insan haklari savunucusu Derya Alabora’yla…
Kadin Dayanismasini buyutuyoruz!
…………..................................................................
Yuzlerce erkek 2008’e kameralarin onunde kadinlara cinsel saldirida bulunarak girdi. Tipki 2005, 2006 ve 2007’de oldugu gibi...
Biz kadinlar her gun yerde karsilastigimiz, yilbasi gecesinde ayyuka cikan cinsel tacizi protesto etmek icin 4 Ocak’ta Istiklal’de “Bedenimiz Bizimdir!” diye haykirarak yuruduk.
11 Ocak’tan itibaren ise geceleri de sokaklari da terketmeme kararligiyla her Cuma 20.00-22.00 arasi Mis Sokak girisini mesken tuttuk. 20 yil oncesinin mor igne kampanyasini sandiktan cikarttik, tacize karsi ignelerimizi yeniden biledik.
Hizli hizli yurumek kadinlara; dolanmak, etrafa bakinmak erkeklere yakistirilir.
Biz kadinlar 7 hafta boyunca her Cuma Mis Sokak girisinde durduk, basira bastira sozumuzu soyledik.
Kar demedik kis demedik; “Bu bir avuc magandanin isi degil, erkek egemen sistemin ta kendisi” dedik.
Mor ignelerimizi hem kendi yakamiza hem de yoldan gecen kadinlarin yakalarina taktik, gucumuze guc kattik.
Ignelerimizi tacizciye, goz yuman polise, sikayet bekleyen yargiya, kiskirtan medyaya batirdik.

Bizler feminist hareketin sembolu olan mor ignelerimizle 8 haftadir sokaktayiz.
-Erkeklerin egemenliklerini sarsmak icin
-Bedenimize sahip cikmak icin,
-Mucadeleyle kazandigimiz TCK maddelerinin uygulanmasi icin
-“Kadinin yeri evidir’ anlayisini yok etmek icin
7 Mart gecesi sokaklari terk etmemenin kararliligi, 8 Mart’in coskusuyla sokakta olacagiz

Hasibe Eren’le Zeynep Casalini’yle, Derya Alabora’yla ve surpriz sanatcilarla kadin dayanismasini buyutecegiz
Gucumuze guc katmak icin sizi de bekliyoruz...

YAŞASIN KADIN DAYANIŞMASI!

SUSMA HAYKİR, MOR IGNENİ BATİR!
…………..................................................................................................................................
Mor igne hazirligi: 17.00 Mor Cati Kadin Siginagi Vakfi; Mor igne eylemi: 20.00 Istiklal Caddesi Mis Sokak Girisi
Iletisim icin Bahar Celik - 0555 409 00 89, mor_igne@yahoo.com.tr
Yuksek cozunurlukte fotograf icin http://picasaweb.google.co.uk/TacizeKarsiMorIgne/TacizeKarsiMorIgne

İŞTE SARKINTILIĞA KARŞI SÜPER KORUYUCU!

Kadınlar,

Sokakta, lokantada, vapurda, otobüste, işyerinde, tanıdığınız, tanımadığınız, hoşlandığınız, hoşlanmadığınız bazı erkekler tarafından ellenmekten, omuzlanmaktan, çimdiklenmekten, dokunulmaktan bıktınız mı?
Baygın ya da saldırgan bakışlarla süzülmek, sözle taciz edilmek, istemediğiniz şeylere zorlanmak, canınıza tak mı dedi?
Bıyık burup, size yanaşanlara tepkinizi göstermek için hiç uygun bir araç aramadınız mı? Artık vapurdan inerken ya da binerken itilip kakılmaya dur demek istiyor musunuz?

İşte sarkıntılığa karşı süper bir koruyucu: karşınızda göz süzen peşinizden gelen, bizi aşağılayan laflar geveleyen, bıyık burarak yalanan, bacaklarınızı süzen, elleyen, koklayan, bakan, saldıran tüm erkeklere karşı küçücük taşınması kolay ama etkili bir silah.
Şimdi size harika bir ürün tanıtmak istiyorum. Elimde gördüğünüz bu mor iğne paslanmaz çelikten olup, nikel-krom alaşımlı olup, 7 cm uzunluğundadır. Üzerinde bulunan mor kurdele tüm giysilerinizle kullanabileceğiniz bir aksesuar görünümündedir.

Bu şık aksesuarın aynı zamanda size sarkıntılık edenlere karşı savunmanızda bir araç olduğunu şimdi size göstereceğiz. Hareket şu.. Hiç acımadan batırın, korkmanıza gerek yok, tetanos yapmaz.
Bu iğne MOR İĞNE kampanyasının bir ürünüdür. Kampanya grubumuz kadınlardan meydana gelmiş olup, elle sözle, gözle yapılan sarkıntılığa karşı etkin ve kalıcı önlemler geliştirmeyi amaçlamaktadır.

MOR İĞNELER ELİMİZDE!


"Valla kızım üstüne alınma ama kadın istemezse tacize uğramaz. Ben tacize uğrayacağıma inanmıyorum". Bu sözler mor iğne vermek istediğim 50 yaşlarında iki kadına ait. Kelimeler onların ağzından dökülürken ben ise çoktan 14 yaşıma dönmüştüm. Hatırlıyorum, eve kan ter içinde gitmiş, anneme ağlamıştım. Bir adam peşime takılmıştı. Okul formam üzerimde. Eve kadar takip etmişti. Kaş göz işaretleri yapmıştı. Ama ben adamın peşimden gelmesine laf edeceğime, neden benim peşime düştüğüne dair sorular sormuştum kendime. Kim bilir adam peşime takılsın diye ne yapmıştım. Öyle ya ben istemesem bu adamın peşimde ne işi vardı (değil mi teyze)? Adamdan ucuz kurtulmuştum da daha sonra otobüste, argo tabirle fortçu bir heriften kurtulamamıştım. Üstelik otobüse tek başıma binmeye başlayalı henüz birkaç hafta olmuştu (gel de kendine güvenini kazan). Apar topar kendi durağıma gelmeden inmiş, ağlamaya başlamıştım. Bir daha kimse bana bunu yapamayacaktı. Bunun için kendime söz vermiştim.

Yılbaşında yaşanan taciz görüntülerini izlediğimde hissettiklerim çocukluğumda hissettiklerim ile benzerdi. Yine aynı kızgınlık, aynı hınç. Birkaç erkeğin vücudunda cisimleşmiş patriark zihniyet, kadınların bedenine saldırmıştı. Aslına bakılırsa bütün bir yılın kısa bir özetiydi bu görüntüler... Çünkü geçen yıl boyunca da kadınlar sınıfsal konumları ne olursa olsun, yine sırf kadın oldukları için tacize, tecavüze uğramış, katledilmişti. Bütün sene boyunca kadın cinayetleri işlenmiş gelgelelim yargı bu konuda hiç adil davranmamıştı. Haksız tahrik adı verilen indirimle yaptığının cezasını müebbet hapisle ödemesi gereken adamlar birkaç yıl sonra yine aramızda yerlerini almışlardı. Mücadele edip kazandığımız onca yasaya rağmen kadınlara cinsel saldırıda bulunan erkekler, 57 YTL verip ellerini kollarını sallaya sallaya suç mahaline geri dönmüşlerdi.

20 yıl önce feminist kadınlar "bedenimiz bizimdir" diyerek "Mor İğne" kampanyasını başlatmışlar ve konuya dikkat çekmek için vapurlarda bağıra bağıra mor iğne satmışlardı. 20 yıl sonra bugün ne yazık ki değişen hiçbir şey yok. Aksine erkekler her zamankinden daha saldırgan şekilde kadınların bedeninde hak iddia ediyorlar. Karısını, kızını, annesini, kız kardeşini namusum diye niteleyen erkekler ve erk zihniyet, gerek gördüğünde namusunu temizlemek adına gözlerini kırpmadan kadınları öldürüyor. Gazetelerin üçüncü sayfaları her gün kadınların öldürüldüğü cinayetler ile dolu. Erkek arkadaşı ile telefonda konuştuğu için, beyaz tayt giydiği için, tecavüze ya da enseste maruz kalıp hamile kaldığı için kadınlar öldürülüyor. Erkekler bunu tek başına yapmıyor. Suç ortakları var. Gazete manşetleri ve haber sunumları ile besleyen medya, yasaları keyfiyetle uygulayan yargı.

Artık örgütlü
Mor İğne kampanyası yılbaşında yaşanan saldırının ardından tekrar başladı. Kadınlar yılbaşından bu yana her cuma akşamı 20.00-22.00 arası yağmur demiyor, soğuk demiyor, Taksim'de İstiklal Caddesi üzerindeki Mis Sokak girişinde buluşuyor. 8 Mart'a kadar da buluşmaya devam edecek. Kendilerini sözle taciz eden, küçümseyen bakışlarla bakan erkeklere aldırmadan, kadınlardan aldığı destekle devam edecek.

Eylemin ilk altı haftası boyunca binlerce mor iğne ve Mor İğne kampanyasını anlatan bildiri dağıtıldı. Mor iğneleri kadınlar kolektif şekilde hazırlıyor. Eylemden önce biraraya gelen kadınlar hem sohbet ediyor, deneyimlerini birbirlerine aktarıyor hem de iğneleri hazırlıyor. Daha önce hiçbir eyleme katılmamış kadınlar mor iğne eyleminde buluşuyor. Annesini, küçük kızını kapıp mor iğne eylemine geliyor. Mor İğne eylemiyle birlikte kadınlar arasında bambaşka bir iletişim ağı kuruldu. Eylemlerde attığımız bir slogan var, "kadınlar artık susmayacak". Evet, kadınlar artık susmayacak ve dayanışarak mücadeleye devam edecek. Mor iğne bağları güçlendiren en büyük araç olacak.

Mor İğne Eylem Grubu'ndan
BAHAR ÇELİK

NE DEDİLER?

Mor iğne dağıttığımızı görenler, duyanlar, blogumuza girenler, bizi televizyonda izleyenler ne dediler?

İşte tepkilerden bazı örnekler:


'Ya tetanos olursa'

kerime :
sevgili mor iğneciler, iğneleriniz gerçekten hem taşıması kolay hemde caydırıcı, ancak benim bir kaygım var, ben yanımda taşıdğım iğneyi otobüste bana göz süzen erkeğe nasıl ulaşıp batıracağım, yanımda olsa çok kolay, kim vurduya gider de uzaktan biraz zor olabilir, acaba püskürtmeli bir tacizsavar icatınız var mı, ayrıca eğer batırdığımkişi şikayetçi olursa bu alet kesici delici aletlerle adam yaralamaya girer mi girmez mi, bunun için ceza alma durumumuz olur mu,bir sorum daha var, bu memlekette devlet tetanoz aşısını zorunlu tutmuyor, herkesin tetanos aşısı yok, eğer batırdığım tacizci tetanoz olur ve ölürse sorumlu ben mi olurum devlet mi,son sorum şudur, istanbulda yaşamıyorum, bu mor iğneye ulaşabileceğim anadoluda başka şubeleriniz varmı, başarılarınızın devamını dilerim,

25 Şubat

'neden sadece cuma aksamları?'

. :
mor iğnecileri sonuna kadar destekliyorum!az önce bi haber programında bu siteyi gördüm, komşu bloğa bi uğrayayım dedim (:ancak neden sadece cuma gaksamları 8-10 saatleri arasında iğne dağıtımı olduğunu anlayamadım. günün 2saati, haftanın bi gnü yerine bkaç gn bkaç saat hatta belli noktalarınız olsa merkezi alanlarda, ve size ulaşıp insanlar bu iğneleri alabilse. Bence çok daha geniş bi alana ulaşabilmiş, bu sayede de sesinizi daha iyi duyurabilmiş olurdunuz. ; )

27 Ocak
.........

'marksist değilsiniz...ama olsun'

İyinet Webmaster Forumu 2008 Seo Yarışması:
marksist değilsiniz...ama olsun nasılsa siz de Marksizm'in içine dahil olursunuz...neyse canım, hiç biri olmaz aslında..ne marksizm'e ne de marksizm'in kenarından geçemezsiniz.ama iyi niyetli insanlarsınız..başarılar diliyorum :) bir kızıl iğne'ci :)

11 Şubat
............

'geceleri de sokakları da istiyoruz'

nanick:
geceleri de sokakları da istiyoruz!!!http://feminist.blogcu.com/

15 Ocak
.............

'bütün dünyanin ezilenleri birleşin'

Merhaba
Duyurumlarınızı web sayfamda paylaşıyorum.
http://groups.yahoo.com/group/komunistbirlik/
bütün dünyanin ezilenleri birleşin.
Saygılarımla,

10 Şubat
............

tebrik ve destek

Sevgili Moriğne üyeleri öncelikle girişimlerinizden dolayı hepinizi kalpten tebrik ediyorum. Bo sabah HaberTürk kanalında serettikten sonra en azından sizinle aynı düşünceleri paylaştıgımı bilmeniz için mail atmak gereği hissettim. Özet olarak söylemek istediğim şu; ben de erkeğim ve tüm erkeklerin sapık olmadığını da unutmayın lütfen. Bunun dısında benim sizin için yapabileceğim bir sey olursa her türlü isteklerinizi iletirseniz sevinirim.

27 Ocak
................

'Ankara'da birileri var mi?'

Selam!
Blogunuzu okudum, cok hosuma gitti, bir kadin olarak tacize karsi ses cikarmaya hatta igneleyerek ses cikartmaya bende varim!
Ankara'da birileri var mi aranızdan?

18 Ocak

PURPLE NEEDLE


“We stay on the street, with our purple needle!” On first encounter, it’s a somewhat weird slogan that is resounding through Istanbul’s biggest shopping street, Istiklal Caddesi, every Friday night. The purple needle (‘mor iğne’ in Turkish), explains Tuğba Tekerek of the action group Mor Iğne, has for years been a symbol used by the Turkish women’s movement against sexual harassment in the streets. The symbol was revived after a woman was harassed by a group of young men on Istiklal Caddesi last new year’s eve. Television cameras recorded the incident, and the fear in the eyes of the woman was seen in many Turkish homes, but the perpetrators didn’t even seem to be ashamed of what they were doing. And the police gave them only a 57 lira fine, which is about 30 euros.
For 10 kuruş (5 cents) per piece, you can buy a ‘purple needle’ from the action group, a 7 centimetre long needle with a purple ribbon on it. ‘Nice as an accessory’, says one of the women with a wink, ‘and of course you can prick men away with it.’ They sell about a thousand needles in two hours, only to women. Men read the protest signs and listen to the biting speeches of the women as well, even though of course some of them get so nervous about this confrontation with men’s behaviour that they can only stupidly laugh about it – at least, that’s my interpretation.

FEMİNİSTLERİN İĞNELİ EYLEMİ

Feministler, cinsel tacize karşı başlattıkları eylem kapsamında, 8 Mart'a kadar Taksim'deki kadınlara mor iğne dağıtacak...



Sabah 17-Ocak-2008



Yılbaşı gecesi Taksim'de yaşanan cinsel tacizi ve bu tacizin faillerinin 57 YTL karşılığında serbest bırakılmasını, erkekçe bir dayanışma olarak gören feministler, bu durumu protesto etmek için geçtiğimiz hafta Taksim'de bir eylem yapmıştı. Ama bu protesto feministlere yetmedi. Taksim Meydanı'nda artık gelenekselleşen 'yılbaşı cinsel tacizleri'ni ve her gün, her yerde erkeklerin kadınlara uyguladığı tacizleri deşifre etmek isteyen feministler, artık susmayacaklarını söylüyor. Yarın akşam, tacize karşı mor iğnelerini kadınlara dağıtacak olan feministler; bu eylemlerini, Dünya Kadınlar Günü olan 8 Mart'a kadar her cuma 20.00-22.00 saatlerinde Taksim Mis Sokak'ta sürdürecekler.

CİNSEL TACİZİ PROTESTO EDEN KADINLAR MOR İĞNELER DAĞITTI

DİHA 11-Ocak-2008


Taksim'de bir araya gelen bir grup kadın yılbaşı gecesi Taksim'de yaşanan cinsel taciz olaylarını protesto etmek için feminist hareketin sembolü olan mor iğne dağıttı.31 Aralık gecesi Taksim'de yaşanan taciz olayları feminist kadınlar tarafından protesto edildi. Taksim'de bir araya gelen kadınlar mor renkler giyerek, "Kabahat değil, cinsel saldırı", "Yaşasın kadın dayanışması", "Utanma haykır, susma iğneyi batır" dövizlerini taşıdı. Kadınlar adına kısa bir açıklama yapan İsmigül Şimşek, kadın bedenine yönelik yapılan saldırılara karşı sessiz kalmayacaklarını söyledi. Yılbaşı gecesi Taksim'de yaşanan cinsel tacizi ve sonrasında bu cinsel tacizin faillerinin 57 YTL karşılığında serbest bırakıldığını hatırlatan Şimşek, "Biz feminist kadınlar bunu erkekçe dayanışma olarak görüyoruz" dedi. Şimşek, yaşanan taciz olaylarını protesto etmek için 8 Mart'a kadar her Cuma aksam 20:00-22:00 arası Taksim Mis Sokak'ta feministler olarak kadınlara mor iğne dağıtacaklarını söyledi. Yapılan açıklamanın ardından kadınlar feminist hareketin sembolü olan mor iğneleri ve konuya ilişkin bildiri dağıttı.

BEDENİMİZ BİZİMDİR!

31 Aralık 2007 gününün 01 Ocak 2008’e bağlandığı gece yarısı; kameralar önünde hemcinslerimiz yüzlerce erkek tarafından cinsel saldırıya uğradılar.

Türk Ceza Kanunu 102. maddede net olarak tanımlanan ve alt sınırı 4 yıldan başlanan bir suç işlendi hepimizin gözleri önünde. Görüntüler bütün yetkililer ve toplum tarafından seyredildi! Daha bir önceki yılbaşında tacizciler yine başroldeydiler! Yetkililer o zaman da izlemekten öte bir şey yapmamışlardı!

Biz kadınlar tacize, cinsel saldırıya maruz kalmak için kadın olmanın yeter şart olduğunu biliyoruz. Erkekler cinsel tacizi ve saldırıyı cahil, sapık, kültürsüz oldukları için değil, kendilerini kadın bedeni üzerinde hak sahibi gördükleri için yapıyorlar.



Başka bir ülkede, başka bir ülkeden olmak maruz kaldığımız saldırının boyutlarını ekranlardan da izlediğimiz gibi daha da artırabiliyor. Yabancı uyruklu kadınların yazın tatil bölgelerinde, sahillerde, barlarda yaşadıkları olaylar, yeni yılda caddelere taşıyor. Günün farklı saatlerinde herhangi bir caddede, sokakta, işyerinde, okulda, evde birçok kadın sessiz çığlıklarla tacize, tecavüze maruz kalıyor.

Üstelik bütün bunlar, yılbaşında kadınların yaşadığı saldırının kayıtları gibi porno sitelerine taşınmakta. Cinsel saldırının pornografik görüntü olarak kullanılması kadınlara yönelik şiddeti beslemekte, görüntüleri yayınlanan kadınları bir kez daha mağdur etmekte, üstelik yeni saldırılara, tecavüzlere, tacizlere kapı açmaktadır. Bu görüntüleri porno sitelerine taşıyanlar hakkında zaman geçirmeksizin yasal takip başlatılmalıdır. Basın ve medya mensuplarının kadınlara yönelik şiddet ve saldırılarla ilgili kamuoyunda baskı ve farkındalık yaratacak haberler yapması çok önemlidir.

Bu sene 25 Kasım kadına yönelik şiddete son gününde Bakan Nimet Çubukçu kadına yönelik şiddetle ilgili 40 bin polise eğitim verdiklerini açıkladı. Yılbaşında Taksim’de yaşan taciz ve cinsel saldırı olaylarında polisin aymazlığına, alakasızlığına, umursamazlığına bakılırsa Taksim’deki binlerce polisin içinde bir tane bile “eğitimli” polis yoktu!

Cinsel saldırıyı “kabahat” olarak nitelendirip 57 liralık para cezasıyla geçiştiren güvenlik sistemine biz kadınlar nasıl güvenebiliriz! Rus asıllı bir kadının tecavüz davasında yabancı uyruklu olmasını gerekçe göstererek suçluların tecavüzden değil sadece fuhuş yaptırmaktan ceza almasını sağlayan; keyfi yorumlarla tayt/kot giydi, “cilveli” konuştu, cinsel ilişkiye girmek istemediği bahaneleriyle kadınları öldüren katillere “haksız tahrik” indirimi uygulayan yargıçlar; kadına yönelik suçlarla ilgili yasaları hiçe sayarak yaptırımsız bırakan bir yargı sistemine biz kadınlar ne kadar güvenebiliriz!



Taksim’de yaşanan patriarkal vahşetin TCK’daki karşılığı nettir. 102.maddenin 3. fıkrası. Yani birden fazla kişiyle yapılan cinsel saldırı. Bu suçu işleyenler için hukukun işletilmesi şikâyete bağlı değildir. Ancak buna rağmen cinsel saldırıyı yapanlar hakkında şikâyet sorulmuştur. Devletin, kadınların sokaklarda istediği saatte istediği, kıyafetle gezebilme özgürlüğünü sağlaması ve koruması gerekir. Devlet görevlileri var olan hukuku da işletmeyerek suça kayıtsız kalarak, taciz ve saldırıyı ve kadın katliamlarını teşvik etmektedir.

Kadına yönelik şiddete karşıtlığıyla övünen Vali Muammer Güler tüm bu yaşananlardan sorumludur. Bu sorumluğun gereğini yapmalı, kadınların güvenliğini sağlayamadığı için derhal istifa etmelidir!Kamusal alanda gerçekleşen taciz suçları ile ilgili kovuşturma yapılabilmesi için aranan “şikâyet” koşulu da derhal kaldırılmalıdır. Suça seyirci kalarak ortak olan, yasalarda açıkça belirtilmiş olan cinsel saldırı suçu hakkında zanlılara karşı hiçbir işlemde bulunmayarak görevi ihmal eden polisler ve emniyet amirleri görevden alınmalıdır. Yasaları erkekler lehine geçersiz kılan, cinsel taciz ve saldırıyı kabahat olarak değerlendiren yetkililer hakkında derhal soruşturma açılmalıdır.



Türkiye feminist hareketinin cinsel taciz ve saldırıya karşı sembolü olan mor iğnelerimizle yeniden sokaklardayız. Erkeklerin egemenliklerini sarsmak, bedenimize sahip çıkmak için; mücadeleyle kazandığımız TCK maddelerinin uygulanması için ve “Kadının yeri evidir “ anlayışının, kadınların üstündeki baskının ve denetimin güçlendirilmesine karşı, bu olayların takipçisi olacağız; geceleri de, sokakları da, meydanları da terk etmeyeceğiz.

Bedenimiz bizimdir

Cinsel Tacize SON!

KADINLAR CİNSEL TACİZ VE SALDIRIYA KARŞI MOR İĞNELERLE EYLEMDE

Yaklaşık 150 kadın Taksim'de yürüyerek yılbaşı yaşanan cinsel saldırı ve polisin zanlıları serbest bırakmasını kınadı. Kadınlar "cinsel saldırı ve tacize karşı" her cuma eylem yapacak.

Deniz T. Diren, BİA Haber Merkezi - İstanbul

07 Ocak 2008, Pazartesi



Yılbaşı gecesi Beyoğlu'nda kadınlara yönelik cinsel saldırıyı protesto eden yaklaşık 150 kadın Taksim'den Galatasaray'a yürüyerek zanlıların polis tarafından 57 YTL para cezasıyla serbest bırakılmasını kınadı.

Kadınlar önümüzdeki iki ay boyunca her cuma Taksim'de yıllar önce başarılı bir şekilde yürüttükleri kampanyayı tekrarlayarak "mor iğne"lerle "cinsel saldırı ve tacize karşı" eylem yapacak. Kadınlar kamusal alanda gerçekleşen taciz suçlarıyla ilgili soruşturma başlatılabilmesi için mağdurun şikayet etmesi koşulunun kaldırılmasını talep etti.

Geçen cuma akşamı gerçekleştirilen eylemde kadınlar saldırıya uğrayan Avustralyalı kadının fotoğrafını taşıdı.

Baro: Şikayet koşulu yok
Grup yaptığı açıklamada "Biz kadınlar tacize, cinsel saldırıya maruz kalmak için kadın olmanın yeter şart olduğunu biliyoruz. Erkekler cinsel tacizi ve saldırıyı cahil, sapık, kültürsüz oldukları için değil, kendilerini kadın bedeni üzerinde hak sahibi gördükleri için yapıyorlar" dedi.

Görüntülerden saldırının açıkça bir grup erkek tarafından gerçekleştirildiğinin anlaşıldığını vurgulayan kadınlar bu olayın Türk Ceza Kanunu'nun (TCK) "cinsel saldırı" başlıklı 102. maddesi kapsamında değerlendirilmesi gerektiğini söyledi.

İstanbul Barosu da yaptığı açıklamada, suçun birden fazla kişi tarafından işlenmesi nedeniyle şikayete gerek olmazsızın soruşturma açılması gerektiğini söylemişti.

"Medya sorumlu davranmalı"
Kadınlar yaptıkları açıklamada cinsel saldırı fotoğraflarının pornografik bir biçimde İnternette yayınlandığını söyledi; medyanın ve kamu görevlilerinin bu konuda duyarlı olmasını talep etti.

"Devletin, kadınların sokaklarda istediği saatte istediği kıyafetle gezebilme özgürlüğünü koruması gerekiyor.. Devlet görevlileri varolan hukuku da işletmeyerek suça kayıtsız kalarak, taciz ve saldırıyı ve kadın katliamlarını teşvik etmektedir. Kadına yönelik şiddete karşıtlığıyla övünen Vali Muammer Güler’e kadına yönelik şiddete karşı olmanın birinci koşulunun görevini yaparak hukuku yok saymamak olduğunu hatırlatıyoruz." (DTD/EÜ/TK)